28 Mayıs 2012 Pazartesi

Nazilli MYO Konseri

Evet... Uzun zamandır bloguma yazı yazamıyorum. Nedenini ben de bilmiyorum fakat eskisi gibi saatlerce pc başında boş boş takılma durumlarım son dönemde azaldı gibi. O yüzden yazmıyorum sanırım. Mesela şu an boş kaldım ve direkt bloga atladım. Her neyse, konu var; konuyu dağıtmayayım.

Bildiğiniz veya bilmediğiniz üzere yaklaşık 1,5 aydır sürekli müzik ile iç içe bir hayat sürmekteyim. Gruptakiler de benimle aynı yaşamdalar. Henüz net değil fakat bu sezonun son büyük çaplı konserini vermiş olabiliriz. Geçtiğimiz cumartesi günü, Betül Demir'in alt grubu olarak sahne aldık. Tüm hafta boyunca büyük bir heyecanla beklediğimiz bu olay tam bir fiyasko ile sonuçlandı. Detaylara geçeyim.

26 Mayıs 2012 Cumartesi günü 16:00'da okula gittik. Sahnede insanlar bir şeyler yapıyorlardı. Soundcheck'imizi alırız düşüncesi ile geldik aslında oraya ancak Betül Demir'in ekibi kendi soundcheck'i ile meşguldü. O sırada davulcunun bize davulunu kullandırtmayacağı haberini aldık. Bunun üzerine sevgili Kukla grubu elemanları kendi davullarını almak için Kuyucak'a gittiler. O davulu biz de kullanacaktık fakat olmadı. Davul için mikrofon seti yoktu. Onu bulsalar bile mixerde input kalmamıştı. Mal gibi kaldık. Bayağı tartışmalar yapıldı, sinirler gerildi. Yaklaşık 3 saat boyunca Betül Demir'in ekibi soundcheck yaptı...

Daha sonra Kukla ekibi yapılan muameleye dayanamayarak mekanı terketti. Biz de aslında onlar ile aynı düşüncedeydik fakat bir takım özel durumlar sebebiyle sahneye çıktık. Biz olmadan programda büyük bir boşluk olacağı aşikardı. Bu yüzden davulcu istemeye istemeye davulunu kullandırtma kararı aldı. Bunun üzerine biz de sahneye çıktık.

Soundcheck almadan çıktık oraya. Ben gitarı bağladım, overdrive'ı açtım ve çalmaya başladım. Bu kadar... Direkt çaldık yani, hepimiz... Sesler o kadar ayarsızdı ki, ilk parçada yanlış çaldığımı falan düşündüm. O derece kötüydü çünkü. Ayrıca sesim acayip kısıktı. Mixerin başındaki şahıslara bir takım talimatlar vermemize rağmen, ne hikmetse bizi hiç dinlemediler. İkinci şarkıda benim sesi komple kapattılar. Üçüncü şarkıdan itibaren Cenk'in ses gitti. Dördüncü şarkıda mikrofonunu açmayı unuttukları davulun ayarını yaptılar. Altıncı parçanın bitiminde sahneden inmemizi istediler. Halbuki 5 şarkımız daha vardı... En son parçamız Duman - Bu Akşam oldu ve o kadar güzeldi ki ortam. Biz şarkıyı bitirince insanlar "bir daha" diye bağırdılar. Bizim sahneden ineceğimizi öğrendiklerinde de bir uğultu kopardılar ki, her şeyi anlatıyordu o ses. İzleyici bizi istiyordu.

Kötü ses sistemi ve aksiliklere rağmen seyirci bizden memnundu. Hatta gayet güzel eğleniyorlardı. Bizden sonra sahneye çıkan Betül Demir'i ise üçüncü şarkıdan sonra insanlar tren izler gibi izlemeye başladı. Akabinde de zaten yavaş yavaş boşalttılar mekanı. O an içimin yağları eridi desem yeridir. Bize yapılanlara cevabı seyirci verdi onlara diye düşünüyorum.

Her neyse... Biz her şeye rağmen elimizden geleninin en iyisini sahneye verdik. Daha önce bundan kat be kat iyi işler çıkarttık ama olsun. O performansların ortamı farklıydı, bize yapılan muamele farklıydı. Burada resmen amatör bir grup olduğumuzu buram buram hissettirdiler. Bravo vallahi onlara, adamlar profesyonel, adamlar kral. Adamlar bu yollardan hiç geçmemiş gibiydiler... Helal olsun onlara. Ama ben eminim ki, biz eğer bu denli ünlü olursak onlar gibi olmayız. Çünkü bu tarz şeyler biraz da karakter ile alakalıdır. Bizim her birimizin karakteri gayet sağlam bence... En azından onlardan fazlamız var diye düşünüyorum.

10 Mayıs 2012 Perşembe

Bir Günde İki Konser

Evet. Bu bloga çok fazla yazı yazdım. Çok fazla anımı anlattım. Çok fazla şey paylaştım fakat hiçbiri şu an yazacaklarım kadar mutluluk verici değildi. Bu yüzden bu yazının hep farklı bir yeri olacak... Neleri yazmadım ki buraya. İlk sahneye çıktığımda da burada paylaştım yaşadıklarımı, Eskişehir maceramı, Nazilli maceramı, sayısız ufak tefek anımı. Hepsi bir kenara, şu an anlatacaklarım bir kenara. O derece...


Her şey Çetin hoca ile olan konuşmam ile başladı. Okul şenliklerinde çalabileceğimizi söyledim ona. Onun cevabı ise çok farklı oldu. Bana direkt Merkez Kampüs'te sahneye çıkma teklifinde bulundu. Ben tabii ki seve seve evet dedim bu teklife. Ardından bizi bildirdi rektörlüğe. 2 hafta sonra program açılandı ve bizim olay "tamamdı". 8 Mayıs 2012 tarihinde Adnan Menderes Üniversitesi Bahar Şenlikleri'nde sahne alacağımız haberi ile sevince boğulduk. Gerçekten çok iyi bir fırsattı bizim için...

8 Mayıs 2012 Salı - Merkez Kampüs Konseri
Sahne, Forum Aydın'ın sahnesine
kıyasla bayağı kötüydü.
6 saatlik uyku sonrasında uyandım, duşumu aldım ve kahvaltımı yaptım. Akabinde biraz sıkıntılı da olsa diğer elemanlar (Cenk ve Oğuz) ile benim evde buluştuk. 11:10 otobüsü ile Aydın'a yol aldık. Kampüs geldiğimizde ortam çok iyiydi. Her taraf cıvıl cıvıldı ve insan kaynıyordu. Kantinin havası mükemmeldi. Okulu görünce dibim düştü. Bizim okuduğumuz yer okul değil... Her neyse. Millet öğle yemeği arası vermişti, o yüzden her taraf doluydu. Yavaş yavaş ortalık boşaldı. Haliyle bizim sahnenin izleyici sayısı da bir hayli düştü.

14:00'da sound check için sahneye çıktık. Her şeyi ayarladıktan sonra deneme mahiyetinde bir şarkı çalmak istedik. Malt - Deprem'i çaldık. Sahneden indiğimizde herkesten çok olumlu tepkiler aldık. "Neden indiniz?" sorusuna gruptan bir elemanımız "deneme yapmıştık" demiş ve aldığı cevap "bu deneme miydi? bu denemeyse aslı nasıldır acaba..." falan demiş. Bayağı beğenmişler yani. Organizasyonun organizatörlerinden biri geldi yanımıza ve Forum Aydın'da akşam çalma teklifinde bulundu bize. Tabii ki seve seve kabul ettik. Hatta seve seve değil öle öle kabul ettik. Çok iyiydi abi bu. Forum Aydın yani... Boru değil. Bu konuşmaların sonrasında konuyu yarışmadan açtı organizatör bayan. Henüz başvuru yapmadığımızı söyledik. Başvuru için gerekli kağıtları istedi ve iki dakikada başvurumuzu halletti. Hatta bir de ekledi, "bu performans ile birinci olabilirsiniz". Evet, çok beğenildik... Hem de sound check'te.

Bize sertifika verdiler. 
Bizden önce kısa süreli bir dans gösterisi vardı. 5 dakika falan sürdü zaten. Bitiminde hemen biz sahneye çıktık. Şarkıları çalmaya başladık. Heyecan yaparım diye düşünüyordum fakat gayet rahat çaldım. Stüdyoda biz bize çalarken nasıl çalıyorsam öyleydim. Çalışmalarda mütemadiyen hata yapan grup, konser boyunca hatasız çaldı. Tüm şarkılar su gibi aktı. Hiçbirinde hata yapmadık. Hepsi cuk oturdu. Hepsi milleti coşturdu. Gerçekten çok beğendiler bizi. Zaten üst paragraftan anlamışsınızdır beğenilmenin durumunu. Oradaki performans ile çalma teklifi aldık Forum için; daha ne olsun?

Konser bitiminde yüzler gülüyordu. Çok iyiydik gerçekten. Seyirciden gelen yorumlar da müthiş olduğu için ayrıyetten seviniyorduk. O an yaşadığımız duyguların tercümesini bascımız Cem çok güzel yaptı... "Amuğa goyduk Bülent başgan...". Gerçekten de amına koyduk aq. =D

Forum Aydın Konseri
Sahne acayip güzeldi. 
Evet. Gece saat 21:00'da Forum Aydın'da sahne aldık. Burada diğer konserin aksine daha az parça çaldık. 5 tane şarkı çalmamızı istediler, biz de öyle yaptık. Programda normalde biz yoktuk. Sadece Kukla grubu çalacaktı fakat bizi öyle beğendiler ki programa koyma gereği duydular. Hem de dolgunluk oldu programda.

Kukla grubu teknik açıdan bize oranla biraz daha komplike parçalar çaldılar. Blues tabanlı, biraz daha ağır sololar barından şarkılardı bunlar. Fakat bizim avantajımız herkesin bildiği parçalar çalmış olmamızdı. Bizim şarkılarımıza herkes eşlik etti. Onların sadece iki parçasını izledik ve dinledik; fakat herkes bön bön bakıyordu. Hiç kimse şarkıların ne olduğuna dair bir fikir sahibi değildi. Şahsen ben de bilmiyordum çaldıkları şarkı nedir ne değildir. Daha sonra araştırdım. Pinhani - Ağlama güzeldi. Solocuları iyiydi.

Kukla. Solo gitaristi solda tek başına
sahnelemek daha hoş olabilirdi. 
Forum'un sahnesi çok güzeldi. Zaten fotoğraflardan da anlaşılır bu durum. Ayrıca ses sistemleri de çok güzeldi. Herkese ayrı ayrı monitör koymuşlar, acayip hoşuma gitti. Kaş'ta böyle bir şey yoktu mesela... Al işte, büyük şehrin havası bir başka her zaman.

Aslında yazacak daha çok şey var ama daha fazla uzatmak istemiyorum şu an. Daha sonra yazacaklarımı boş bir vaktimde yazacağım elbette. Çok bomba olaylar var... Acayip fena.