3 Eylül 2011 Cumartesi

Domain - Film - Çanakkale

Evet, blogu bayağı bir boşladım. Aslına bakarsanız güzel bir sebebim var. Bloga giriş yapamıyorum. Enom denen sikimsonik domain firmasının yabancı ülke tabanlı olması sebebiyle sıradan bir yönlendirme işlemini bile gerçekleştirmemesinden ötürü bloga .com adresli domain'im ile giriş yapılamıyor. E öyle olunca da giresim gelmiyor, hevesim kaçıyor. Ama bugün buna bir çözüm getirdim ve domain'i taşıma kararı aldım. Türkiye'den bir firmaya taşıyorum domain'imi. Gerekli işlemlere başladım, Google efendiden cevap bekliyorum.

Hatunun saçları çok güzel. Özellikle mavi hallerini çok beğendim.
Son dönemde çok fazla film izledim. Blogu bir ara sırf film yorumları ve eleştirileri ile dolduruyordum, o günleri düşününce bu kadar film izlemişken onları bloga aktarmamama şaşırdım. Neler izledim, bir düşüneyim, sayayım. The Prestige, Eternal Sunshine of the Spotless Mind, Kill Bill, Requeim for a Dream. Aklıma bunlar geldi ilk olarak, aslında pek de fazla değil gibi. 5 tane film =D. Ama daha var, şimdi aklıma gelmedi.

Bu arada yerleştirme sonuçları açıklandı ve hiçbir yer tutmadı. Olacak iş değil, bayağı bir şaşırdım cidden. Onun haricinde GSF denemeleri kapsamında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'ni deneyeceğim. Pazar günü çıkıyorum hatta yola. Önce İzmir'e, oradan da Çanakkale'ye geçeceğim. Salı sabahı da sınav olacak. Duyduğum kadarıyla çok az talep varmış o okula. Hatta ben başvuru yaptığımda 100 kadar başvuran olduğu söyleniyordu. 110 kişilik kontenjan var zaten, eğer 200 kişi katılsa yüzde 50 şans var demektir. 3 aydır elime kalem almadım ama bakarsınız tuttururum bir şeyler. Hiç belli olmaz yani şu şartlarda sonucun ne olacağı.

Grup işlerine de başladık Enes'in Kaş'a gelmesiyle birlikte. Hiç kasmadan takılıyoruz kafamıza göre. Ona rağmen 15-16 parça hazır diyebileceğimiz seviyede. O derece yani. Bir vokal olsa, 2 haftada barda çalacak kıvama geliriz. Geçtiğimiz günlerde barda çalan insanları biraz daha dikkatli etüt ettim. Hiçbir şey yaptıkları yok vallahi. Barda çalmak çok ama çok basit. Hiçbir zorluğunu göremedim ben. Ayrıca hata götüren bir yer bar, hiç kasmana gerek yok yani. Çok über insanlar da dinlemediği için repertuar konusunda da pek fazla sıkıntı yaşanmaz bence. Dinleyen sarhoş, ne çalarsan çal havaya giriyor adam.

Yaz içindeki planlarımdan ve hedeflerimden biri araba kullanmayı geliştirmek ve araba ile gezip tozacak kadar pratiğe sahip olmaktı. Bunu yaptım. Artık araba ile her yere gidiyorum. Kendime ait anahtar bile yaptırdım, istediğim an çıkabiliyorum. Araba çok keyifli gerçekten. NFS'de sürüş takımı ile oynadığım ve haz aldığım günler aklıma geliyor; o bile çok keyifliyken direkt gerçek hayatta sürmek inanılmaz keyifli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder