12 Şubat 2011 Cumartesi

TBBT - Supernatural - The Shining

The Big Bang Theory'nin iki bölümü birikmiş. İzlememiştim yani 2 haftadır. Şu an takip ettiğim tüm dizileri güncel olarak takip ediyorum; birden fazla birikmiş bölüm olunca güzel oluyor. Önceden ne güzel hali hazırda bir kaç sezon oluyordu sanki hiç yakalayamacakmışım gibi ve sonu yokmuş gibi seyrediyordum. Ne kadar güzeldi. Bir bölüm izleyip, bir hafta beklemek zorunda olmak çok boktan bir şey.


Neyse, The Big Bang Theory'nin son bölümünde Leonard'ın jigolo olması hoştu. Özellikle sevişme sabahı eve gelirken Penny ile karşılaşması ve Penny'nin tepkisi görülmeye değerdi. O bölümden bir önceki bölümde Raj'ın Bernadette fantezileri harikaydı. Sürekli gizli eşcinsel portresi çizen, hatta bazen gizli olmaktan da çıkan ve direkt gay'e bağlayan Raj, sonunda heteroseksüel olduğuna ikna oldu. Bu arada kadınlarla konuşamıyordu bu, ne ara o problemi yendi anlamadım. Kaçırmışım sanırım ben bir şeyleri.

Supernatural'ın en kötü sezonu olarak lanse edilmiş ve şahsım adına da en kötü sezon olmakta olan 6. sezon; geçtiğimiz bölüm bir atağa kalkar gibi olmuştu ama 06x13 ile tekrar bu sezonun rutinine geri döndü. Vasat bir bölümdü. Sam'in hatıraları üzerine kurulu ve heyecandan uzaktı. Sadece son 2-3 saniye Sam'in kafeste kendisine yapılanları hatırlaması gelecek bölümler için merak ve heyecan yarattı diyebilirim.

Ve son olarak The Shining. Bugün izledim bunu. Gerilim filmi olarak geçiyor bilgilerinde. Ancak ilk bir saati resmen çöp. Bu kadar sıkıldığım ve bayılacak gibi olduğum çok az film vardır. Hatta gerilim filmi olarak geçen bir başka film yoktur herhalde. Son yarım saat biraz heyecan ve gerilim geliyor ama yine de aman aman bir durum yok ortada. Bu arada Jack Nicholson'a hayran kaldım yine. Sanırım ilk defa bir oyuncuya bu kadar büyük sempati besliyorum. Herif resmen yaşıyor rolünü. Özellikle merdiven sahnesi mükemmeldi. O sahneyi koyayım da tam olsun. 1:40'a dikkat özellikle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder