10 Mart 2011 Perşembe

Dexter

Dün Dexter'a başladım. Eskişehir'deki torrent hızının nimetlerini sonuna kadar kullanıyorum. Birinci sezonu indirdim ve başladım hemen. Dün ilk 3 bölümü izledim. Daha önce Dexter'a niyetlenip bir kaç bölüm izlemiştim ancak devamı gelmemişti. Meğer ilk 3 bölümü izlemişim daha önce de ve kesik kesik hatırladım daha önce izlediğim için bazı kısımları.


İzlenebilir bir dizi gibi duruyor. Gerçi çok övüyorlar ve muhakkak iyidir. İlk üç bölüm henüz pek fazla bağımlılık yapmasa da izlemeye devam edeceğim. İlk üç bölümde çok fazla şeye takıldım. Özellikle Dexter hangi mekana giderse, Guerrero'nun da o mekana gelmesi ve sürekli denk gelmeleri ne kadar boktan bir durum. Miami'de sanki 2-3 Cafe Restaurant falan var ve bunlar hep karşılaşıyorlar gibi. Aynı şekilde herif ikinci el pazarına gidiyor ve genç çocuk orada bıçak alıyor oluyor. Ve yine aynı şekilde timsahlı göl kenarına gidiyor Dexter ve genç çocuk kurbanı ile birlikte oraya geliyor. Bu kadar fazla tesadüf olamaz. Ayrıca işten her saat çıkıp Rita için bir boklar yapabilmesi de cabası. Tabii bu tarz şeyler oluyor dizilerde. Pek fazla takılmamak lazım.

Bugün devam edeceğim izlemeye. Dexter'a musallat olan bulmacacı seri katilin ne anlatmaya çalıştığını şu an ben bile Dexter kadar çok merak ediyorum. İzleyip göreceğiz artık.

Bu arada değinmeden edemeyeceğim. Supernatural 06x16'yı izledim geçen gün. Hoş bir bölüm oldu. "Anne" yavaş yavaş icraatlara  başladı. Sanırım Bela Talbot'tan sonra diziye dahil olan en taş hatun "Anne". Hayranlıkla izliyoruz. Umarım 3-5 bölümde bir değil de, sık sık çıkar ortaya. =D

2 yorum:

  1. Nerenle izliyorsun ya adam çocuğu takip ederek gidiyor timsahlı göle,2. el pazarına :S

    YanıtlaSil
  2. Takip ettiğini gösteren bir sahne yoktu hiçbir zaman. Direkt cuk diye karşılaşıyordu iki seferde de...

    YanıtlaSil