16 Aralık 2010 Perşembe

Eskişehir Vol. 2

İlk günü ev bulmak konusunda başarısız bir şekilde geçirdikten sonra ikinci gün artık bir şeyler yapmamız gerekiyordu. En azından bir kaç ev bakmalıydık, çünkü ilk gün onu dahi yapamamıştık. Bu bağlamda ilk olarak bir internet cafeye gidip, sahibinden.com'daki bize uygun evlerin listesini çıkarttık. Ve hepsini gezmeyi planlayaraktan, düştük  sokaklara...

İdare eder görünümlü, 200 lira kira bedelli 3+1 ev vardı listemizin başında. Direkt oraya gittik. Gittik de, tabii bulmak bayağı bir zamanımızı aldı. Neyse ki en sonunda bulduk ve ev sahibi ile eve girdik. Fiyat düşürme tekniği olarak blöf yapmayı konuşmuştuk ama kullanacağız diye karar almamıştık. Neyse, eve girdik. Bayağı ağır bir koku vardı içerde. Yerler ve mutfak bitikti. Tuvalet çok beter bir haldeydi. O kadar boktan olmasına rağmen 3+1'in büyüklüğünden ötürü bize çok cazip geldi ilk başta. İnternette 200 lira yazıyordu kira, ev sahibi 300 dedi. Dedik, biz 200 yazıyor diye geldik. 300'de diretti. Tamam dedik, çıktık. =D Çıktık gidiyoruz, evin penceresinden "gelin bir dakika" dedi. Tam o sırada adamın kritiğini yapıyorduk ve tam adama "gavat" diyecekken ben, adam bizi çağırdı. Adamın yanına giderken tereddüt ettim, acaba herife küfür falan ettim de ondan mı çağırıyor diye. Garip bir kuşku aldı işte, ne bileyim. Gittik. 250 liraya vereyim dedi. Düşünelim diyip, diğer evlere bakmak üzere çıktık.

Diğer ev sahiplerini ilk olarak telefonla arayalım diye düşündük. Aradık tek tek, hepsi bize tersti. Ya sobalıydı evler ya da çok uzaklardaydı Üniversiteye. O günü, 250 liralık ev yedekte bekliyor garantisiyle rahat geçirdik. Onu tutarız falan diye düşünüyorduk ama bayağı bir boktandı ev. Sonradan caydık bu durumdan. Normalde o gece dönecektik Kaş'a ancak bazı sebeplerden ötürü bir gece daha kalmamız gerekti. Kaldık biz de... O geceyi PES 2011 oynayarak geçirdik.

Ha bu arada, o gün bir öğrenci evine girdik. Evden çıkmak isteyen ama kontratı sebebiyle çıkamayan bir çocuk bize evini kakalamaya çalıştı. Piç, 325 lira istiyor. "Buradaki evler pahalı, 450 liradan başlıyor" falan gibi laflar etti bize. Şerefsiz, bizi sikecek ayakta aklı sıra...

Neyse, ertesi gün o civarları gezmeye karar verdik yine. İnanılmayacak derecede fazla ev ile karşılaştık, Tepebaşı Yeşiltepe mevkiinde. Cidden her yer kiralık ev doluydu. Orada bir ilan gözümüze ilişti. Eşyalı kiralık ev yazıyordu. Aradık, adam 350 liraya 1+1 veriyordu, full eşyalıydı. Adam ile randevu ayarladık. Geldi falan... Evi gezdik, beğendik. İki buzdolabı, bir gardrop, 4 yatak (?), çamaşır makinesi ve televizyonu vardı evin. Güzeldi, tam bize göreydi.

Herif ile anlaşmak için bürosuna girdik. Her şey 3-5 dk içinde halloldu. Adam bizden 200 lira aldı, kapora olarak. Bir makbuz kesti. 1,5 hafta sonra geldiğimizde de sözleşmeyi yapacağımızı söyledi ve yolladı bizi. Hala düşünüyorum, acaba dolandırıldık mı diye... Ama değildir herhalde ya, adamın orada emlak bürosu vardı sonuçta.

Ev işini cidden iyi halletmiş bir şekilde Kaş'a döndük. Güzel oldu. Kaş'a bu öğlen geldik, özlemişim gitarımı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder